-{home}{marmara}{trampoline}-
-{back to poetry and prose}-
Ankara.
An--: momınt, sekınd.
kara: bilek.
Ankara:
İkinci kara, ilk değil.
An(a): madır.
kar: duing it.
kar: sınov.
kar(a): tu dı sınov.
kara: lend.
kara: bilek.
K(i)r: pirik.
kar(i): dı sınov.
karı: old kuron.
Kirhane: pirik haus
Istanbul'daki sinagoğumuzun yanında bir kerhane vardı;
Yom Kippur'un ardından, karanlıkta,
sokaklarıyla sokağımızın kesiştiği köşeye, tahta masalara
hayat kadınlarıyla pezevenkleri
içelim diye bardak bardak su koyardı,
bedava: Sebil.
Gizemli Sibylle.
Öyle cibi-
Liyetli.
Tahvili mümkün, bilekli.
Otuz yıl sonra aynı yere gittim.
Sinagog, önündeki bahçe
(her yılın iki gecesini geçirdiğim, titreşen ışıkların yıldızlara karıştığı,
yıldızların ışıklara, succah boyunca)
harabe,
paslı kapısı aralık;
bir kızıl horoz eşinir evi bellediği aysı bahçede,
ayrık otları arasında.
Kızıl horoz: ne yâni, red lâyt distirikt?
Red: kızıl.
Kız: vörcin.
Kız: get engri.
Yüzde yüz kız: handrıd pörsent vörcin.
Yüz: handrıd.
Yüz: feys.
Yüz: sivim.
Rustır: horoz
Orospu
'yla oz, Oz mu, yoksa Orospular mı Sihirbazı?